Detay
"Cihân-ârâ cihân içindedir arayı bilmezler,
O mâhîler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler."
Efsanelerde "hikmet"in aranacağı fikrini, bize ilk defa Sema Önal'ın bir bildiri çalışması verdi. Halk inançları ile Türk tefekkürü arasında kurulmuş başka bağlar, başka köp rüler de olmalıydı. Halk inançları çalışmalarına nasıl daha fazla derinlik kazandırılabilir, sosyal bilimlerin hangi disip linler ile ilişkisi kurulabilirdi? Halk inançları, toplumun bir üst kültüründen etkilenmiş olmalıydı. Tasavvuf-halk inanç ları ilişkisinin ötesinde hangi alanlar irdelenebilirdi? Biz sa dece sade vatandaş-tasavvuf ehli etkilenmesinin değil, ay dına sade vatandaşın sofistik anlayışının da kaynaklık yapa bileceğini düşünüyorduk.